Çocuk terapisi, 0–10 yaş aralığındaki çocukların duygusal, davranışsal ve gelişimsel zorluklarını
anlamak, ifade etmelerine yardımcı olmak ve bu zorluklarla başa çıkma becerilerini desteklemek
amacıyla uygulanan profesyonel bir psikoterapi sürecidir.
Yetişkinler duygularını kelimelerle anlatabilirken, çocuklar genellikle oyun, sembolik anlatım ve
etkileşim yoluyla kendilerini ifade ederler.
Bu nedenle çocuk terapisinde oyun, iletişimin en temel aracıdır.
Terapide amaç, çocuğun yalnızca “davranışlarını düzeltmek” değil; o davranışların altında yatan
duygusal ihtiyaçları anlamak, güvenli bir ilişki ortamı oluşturmak ve sağlıklı gelişim sürecini
desteklemektir.
Kimler Çocuk Terapisinden Faydalanabilir?
Çocuk terapisi yalnızca belirli tanıları olan çocuklar için değildir.
Duygusal, davranışsal ya da sosyal anlamda zorluk yaşayan her çocuk terapi sürecinden
yararlanabilir.
Sık karşılaşılan başvuru nedenlerinden bazıları:
- Kaygı, korkular, ayrılma kaygısı, kabuslar
- Öfke patlamaları, saldırganlık, kurallara uymama
- İçe kapanma, çekingenlik, sosyal ilişkilerde zorluk
- Kardeş kıskançlığı, aile içi çatışmalar
- Boşanma, kayıp, yas, taşınma gibi yaşam değişiklikleri
- Alt ıslatma, tırnak yeme, tikler, bedensel belirtiler
- Dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü, özgüven sorunları
Terapi, çocuğun iç dünyasını anlama ve duygusal dayanıklılığını artırma sürecidir.
Terapist, çocuğun yaşına, gelişim düzeyine ve ihtiyaçlarına göre en uygun oyun terapisi yaklaşımını
seçer.
Çocuk Terapisi Yaklaşımları ve Türleri
Her çocuk farklıdır; bu nedenle terapide kullanılan yöntem de çocuğun özelliklerine göre değişir.
Aşağıda 0–10 yaş aralığında en sık kullanılan oyun terapisi türlerini ve temel yaklaşımları
bulabilirsiniz.
1. Çocuk Merkezli Oyun Terapisi
Çocuk Merkezli Oyun Terapisi (Child-Centered Play Therapy), Virginia Axline’ın kurucusu olduğu
hümanistik temelli bir yaklaşımdır.
Temel inanç şudur: “Çocuğun içinde büyümeye, iyileşmeye ve dengeye ulaşmaya dair doğal bir
kapasite vardır.”
Terapist, çocuğa güvenli, kabul edici ve yargılamasız bir ortam sunar.
Bu ortamda çocuk, oyun yoluyla duygularını ifade eder, içsel çatışmalarını çözer ve kendi duygusal
düzenini bulur.
Terapist yönlendirici değildir; çocuğun oyununa empatik biçimde eşlik eder.
Bu terapi, özellikle kaygı, özgüven eksikliği, öfke kontrolü, kardeş kıskançlığı, davranış
bozuklukları gibi durumlarda etkilidir.
Çocuğun “kendini olduğu gibi kabul edilme” deneyimi, terapinin en iyileştirici unsurudur.
2. Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi
Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi (BDOT), BDT’nin çocuklara uyarlanmış halidir.
Çocuklar duygularını soyut şekilde değil, oyun ve hikâye gibi somut araçlarla daha iyi öğrenirler.
Bu yaklaşımda terapist, oyun, kukla, resim veya hikâyeler aracılığıyla çocuğun düşünce–duygu–
davranış ilişkisini fark etmesini sağlar.
Amaç, çocuğun olumsuz veya yanlış inançlarını (“Ben yeterince iyi değilim”, “Kimse beni
sevmiyor”) fark etmesine ve bunları yeniden yapılandırmasına yardımcı olmaktır.
Terapide genellikle duyguları tanıma, rahatlama teknikleri, problem çözme becerileri gibi beceriler
oyun yoluyla öğretilir.
BDOT, kaygı bozuklukları, fobiler, okul reddi, öfke sorunları ve davranış problemleri yaşayan
çocuklarda oldukça etkilidir.
3. Deneyimsel Oyun Terapisi
Deneyimsel Oyun Terapisi, çocukların duygusal gelişiminde “ilişki deneyiminin” iyileştirici gücüne
vurgu yapar.
Bu yöntemde terapist, çocuğun içsel dünyasına derin bir empatiyle yaklaşır ve her davranışın
arkasındaki duyguyu anlamaya çalışır.
Terapide hedef, çocuğun bastırdığı duyguları güvenli bir ortamda ifade etmesini sağlamak ve
terapötik ilişki aracılığıyla yeniden güven duygusu geliştirmektir.
Bu yaklaşım özellikle travmatik yaşantılardan geçmiş, güven sorunları olan veya duygularını
sözel olarak ifade etmekte zorlanan çocuklarda tercih edilir.
Terapist, oyun esnasında aktif bir “duygusal ayna” görevi görür.
4. Filial Terapi
Filial Terapi, ebeveynlerin sürece aktif olarak dahil olduğu bir oyun terapisi biçimidir.
Terapist, anne ve babaya oyun terapisi ilkelerini öğretir ve onlara çocuklarıyla “terapötik oyun
seansları” yapmayı öğretir.
Bu yaklaşım, ebeveyn–çocuk bağını güçlendirir, evde duygusal güvenliği artırır ve iletişimi
iyileştirir.
Filial Terapi’nin temel amacı, çocuğun sadece terapide değil, evde de duygusal olarak
görülmesini sağlamaktır.
Ebeveynler seanslar arasında oyun uygulamaları yapar, ardından terapistle birlikte bu süreçleri
değerlendirir.
Bu yöntem, ebeveyn-çocuk çatışmaları, davranış problemleri ve bağlanma güçlükleri yaşayan
ailelerde oldukça etkilidir.
5. Gelişimsel Temas Terapisi
Gelişimsel Temas Terapisi (Developmental Play Therapy), özellikle erken çocukluk döneminde (0–
6 yaş) kullanılan bir yöntemdir.
Terapide çocuğun gelişimsel düzeyi temel alınır; temas, bağlanma, güven ve duygusal regülasyon
becerileri oyun yoluyla desteklenir.
Terapist, çocuğun gelişim basamaklarını yeniden yapılandırmasına yardımcı olur.
Bu terapi biçimi, duygusal ihmal, erken dönem travmalar, bağlanma bozuklukları veya
gelişimsel gecikmeler yaşayan çocuklarda etkilidir.
Terapist ve çocuk arasındaki göz teması, dokunsal oyunlar, ritmik etkileşimler ve ortak dikkat
çalışmaları sürecin önemli parçalarıdır.
6. Dışavurumcu Sanatlar Terapisi (Kukla & Kum Tepsisi Terapisi)
Dışavurumcu sanat terapileri, çocukların kelimelere dökemediği duyguları yaratıcı araçlar
aracılığıyla ifade etmelerine olanak tanır.
Bu terapilerde resim, kukla, kum tepsisi, oyun hamuru, hikâye ya da dans gibi araçlar kullanılabilir.
- Kukla terapisi, çocuğun içsel dünyasını temsil eden karakterler yaratmasına, korkularını ve
çatışmalarını dışsallaştırmasına yardımcı olur.
- Kum tepsisi terapisi (sandplay), çocuğun bilinçdışı duygularını sembolik olarak ifade
etmesini sağlar; çocuk kumun içinde dünyalar kurar, bu da iç dünyasının bir yansımasıdır.
Bu tür terapiler, özellikle travma, kayıp, boşanma süreci, konuşma güçlüğü ya da duygusal
bastırma yaşayan çocuklarda etkilidir.
7. Psikodinamik Oyun Terapisi
Psikodinamik Oyun Terapisi, çocuğun oyunlarını bilinçdışı çatışmaların bir yansıması olarak görür.
Çocuk, oyun aracılığıyla iç dünyasındaki çatışmaları, korkuları, arzuları ve geçmiş deneyimlerini
sembolik şekilde ifade eder.
Terapist, oyundaki temaları, tekrarları ve sembolleri analiz ederek çocuğun duygusal ihtiyaçlarını
anlamaya çalışır.
Bu terapi biçimi, karmaşık aile dinamikleri, bastırılmış duygular, kaygı, kıskançlık veya
regresyon gibi durumlarda faydalıdır.
Amaç, çocuğun duygularını fark etmesi ve içsel çatışmalarını çözebilmesidir.
8. Theraplay Oyun Terapisi
Theraplay, bağlanma temelli, ilişkiyi güçlendirici ve yapılandırılmış bir oyun terapisidir.
Temel hedef, çocuğun güven, aidiyet, öz düzenleme ve sevgi deneyimini yeniden kazanmasıdır.
Terapist, ebeveynle birlikte fiziksel temas, göz teması, neşe ve ritmik oyunlar kullanarak güvenli
bağlanmayı güçlendirir.
Theraplay, özellikle bağlanma problemleri, evlat edinme sonrası uyum güçlükleri, otizm
spektrum bozukluğu veya duygusal ihmale uğramış çocuklar için oldukça etkilidir.
Kısa süreli ama yoğun duygusal temas içeren bu oyunlar, çocuğun “güvende olma” hissini yeniden
yapılandırır.
Sonuç: Oyun, Çocuğun Dili – Terapi, Onu Dinlemektir
Çocuk terapisi, çocukların “oyun” aracılığıyla kendilerini anlatmalarını sağlar.
Terapist için oyuncaklar, çocuğun duygularının kelimeleri gibidir.
Her çizim, her kukla konuşması, her kurulan hikâye bir mesaj taşır.
Bu süreçte çocuk duygularını tanımayı, kendini ifade etmeyi, sınır koymayı ve güvenli ilişki
kurmayı öğrenir.
Terapinin iyileştirici gücü, çocuğun “anlaşıldım” duygusuyla yeniden temas etmesinden gelir.
Oyun, çocuğun dünyasıdır.
Ve bu dünyanın içinde, iyileşmenin dili her zaman sevgidir.